Yok Edemediklerimin Beni Yok Etmeye Çalışması Üzerine Notlar II
- Avni Onur Sevinç
- 1 Eki
- 2 dakikada okunur
Yok olmuyorlar Carlo, vuruyorum vuruyorum geri geliyor bunlar! Küfür mü etsek acaba insan için demeden? Uzun zaman önce sık küfür ederdim. Sarının işleri, Çarşamba ve Al Karısı ile yakındık. Bazı konularda hala yakınız değil mi Pirimses? Ah, Carlo. Son kalan güçlü kaleyi top ateşine vereceğim!
Hadi okuyucularımız için kalenin ne olduğunu söyleyelim de ateşe onlar da katılsın :) Kale tabi ki yapısı itibariyle dişi. Sadece bir kapısı var içine oradan giriliyor? Ama nasıl kale? Hamile tabi ki çünkü içinde bir sürü şey yaşıyor. Top, ince uzun bir şeyden ancak sıcaklıkla çıkan o değiştirici ateş! Şimdi kaleyi onunla vurmak, duvarlarını yıkmak ister misiniz? Cinsiyetçi olmayın yavru kuşlar, beden en büyük illüzyon değil miydi? Yaşayan öğretiyi manipüle ettirmem! Bu kaynağa haksızlık. Evet, kuşlar. Birim dualite çalışır değil mi İNK lovvers?
Tamam. O zaman bir dakika, safe word kullanıyoruz burada. Malumunuz, işler karışabiliyor. Hem büyükler de "böyle tahmin etmemiştik" dememişler miydi? Tam tokatlık. Sahi, bedensiz varlıkları nasıl tokatlayabilirsin ki? Baş melekleri dört yöne yerleştireyim de rahatlayayım.

Evet, ne diyorduk? Carlo şikayet ediyordu değil mi. Benim vahşi Güneylim, biraz kavruk olmasa da kokusu güzel. Dünyada az şey güzel kokar hmm? Tatlı rüyalar gördüğümde, hatırlamamak için ne kadar caba sarf edersiniz acaba? Şimdi, Güneyliden geçelim. Biraz yukarı çıkalım güneşin hiç batmadığı o yere. Kuzeyden indirelim küçük zenciyi çünkü doğuda biliyorsunuz hızlı Çinli var.
Yok edemediklerim; yok olmuyorlar çünkü neden yok olacağını ya da olması gerektiğini düşündün? Tabiatın işleri bunlar 7. Seviye insanı, bu arada Carlo onu (7 . dereceyi) anlamıyor ve veriyor sıcağı. Güneyli başka ne bilsin aşk? Eğitilmemiş, bizim batılı eğitimli insanlarımız ne bilir? Güzel takım elbiseli, yüksek lisanslar doktorolar ve sonuç, savaş makinaları.
Şimdi, ben Doğa insanı ve AOS sistemin son iki kullanıcısı olarak bu sistem ile ne yapacağız peki? Bozkır kalbime bombayı bıraktı, dedi ki "hey cicim aşk değişmektir. Neden aşkı zaten bildiğin, değiştirmediğin ve aynı yerden deneyimlemek istiyorsun?" Del geç getirin bana! Getirin kuşum suyunu, toprağını, havasını ve ateşini. Damgalayacağım kendimi, zaten işaret bırakmıyor muyum birçok yöne? Hansel ve Gratel gibi, ekmek yok mu renkli kuşlarım için hmm?
Ey son kullanıcılar için hazırlanmış el yazması, sana sesleniyorum. Git ve zehri taşı, tamam bozkır dünyalısı çok güzel değil ama çağırdığı yerde hangi tanım var ki? Çok fena. Bunu yapıyorlar bize Aşk, diyorlar ki yavrum iki kişi üç kişi, kadın-erkek güzel çirkin orası kapalı ve eyirik. Yaa, nasıl çağrı ama? Biliriz bu düşük simyasal işleri. Bunlar nasıl kokar acaba? Bu arada nerede havlu atacağız bakalım. Çünkü niye? Ahriman seviciler bizi kurtaracak mı? Hemen sormaz mıyız kendilerini kurtarmışlar mı diye? Bu arada Lucifer mi kurtarmış kendini? Devam.
Mr.G'nin konuşması gibi. Kişiliğin sevmemesi normal, ihtiyacın ne olduğu kritik. Zaten nasıl bir şeyse bu ihtiyaç olayı, birçok konuda bir referans olarak duruyor karışımda. Tamam o zaman başka bir şey yapalım burada. Yine neden yok edemediğimi ve onların beni yok etmeye çalıştığına tam değinemedik. Zaten seninle tam olarak neye değiniyoruz ki güzel Bozkır?
HGAD
D.
Yorumlar